Parçada Başlık Nedir? Bir Anlam Arayışı
Kayseri’nin soğuk, gri sabahlarında yürürken, aklımda tek bir soru vardı: “Parçada başlık nedir?” O kadar basit görünüyordu ki, bu soru, neden her zaman böyle kafamı kurcalıyordu? Gerçekten anlamını tam kavrayamadığım bir şeydi başlıklar. Sadece bir cümle, birkaç kelime… Ama o kadar çok şey yüklemiştim ki bu kelimelere, bazen başlıklar her şeyin başlangıcı, bazen de sonu oluyordu.
Hayal Kırıklığı ve Kaybolan Anlam
O gün, kafamı toplamak için Kayseri’nin parklarından birine gitmeye karar verdim. Her sabah aynı yolu izlerken, hep aynı düşüncelerle boğuşuyorum. Ne zaman bir şeyin anlamını aramaya başlasam, sonunda kayboluyorum. Bir parçada başlık nedir? diye sormak, aslında içimdeki büyük boşluğu hissetmekti. Gözlerim parkın çimenlerine daldı; orada, her şey doğal, her şey olduğu gibi, hiç değişmiyordu. Oysaki, ben değişmiştim.
Parça bir bütün, başlık ise başlangıç mıydı? Yoksa, bitişin habercisi miydi? Günlüklerime yazdığım her satırda, her başlık, bir anlam taşımak zorundaydı. Ama çoğu zaman, bir başlık yazarken, altında kaybolan duygularımı anlamakta zorlanıyordum. Ne yazık ki, o an bir başlık koyamadım kendime; belki de bu yüzden Kayseri’nin soğuk havası, içimde bir sıcaklık yaratmak yerine daha da soğudu.
Sade Bir Gözlem, Derin Bir Anlam
Kayseri’nin çarşısında yürürken, telefonumda eski bir yazıyı açtım. Parçada başlık nedir? diye sormuşum birkaç yıl önce. O zamanlar, her şeyin bir anlamı olması gerektiğini düşünüyordum. Ama şimdi… Şimdi ise o yazıya baktığımda, o kadar da önemli olmayan bir soruya takıldığımı fark ettim. Çünkü başlıklar, sadece bir başlangıçtı ve başladığında bazen bitişi, bazen de yeni bir hikâyenin kapısını aralıyordu. O kadar çok derinlik vardı ki, bir başlık her şeyi özetlemiyor; bazen anlamlar, başlıkların dışında bir yerde gizli kalıyordu.
O gün, parktaki banklardan birine oturdum. Kayseri’nin rüzgârı saçlarımı savururken, birden bir ses duydum. Bir grup çocuk koşarak oynuyordu. Neşeleri, gülüşleri… Bir parçada başlık neydi ki, dedim içimden. Bir başlık, bazen bir cümleyle hayat bulur, bazen de susarak anlamını bulur. O an, başlıkların ne kadar sınırlı olduğunu fark ettim. Çocukların neşesi, orada, başlıksız bir şekilde yükseliyordu.
Heyecan ve Umut
Bir süre sonra, telefonumda eski bir metin açtım. Bir yazımda şöyle demişim: “Başlıklar, duyguları sarmak için yeterli değil. Başlıklar, bir parça gibi duyguları dışarıda bırakabiliyor.” Ve gerçekten de, o an, parçada başlık nedir? sorusunun cevabını bulmuştum. Başlıklar, duygularımızı sarmak için hiçbir zaman yeterli olmayacak kadar basitti. Ama o basitlik de, bazen anlamın derinliğine inmemize yardımcı olurdu.
Kayseri’nin soğuk parkında, başlıkların ne kadar dar bir çerçeve sunduğunu düşündüm. O an, başlıklar ve parça arasında bir ilişki kurmaya başladım. Başlıklar, her zaman bir başlangıçtı, bir kapıydı. Ama bazen, o kapıyı geçmek için cesaret gerekirdi. Bazen, bir başlıkla ne kadar yol alırsak alalım, asıl anlam, parçada gizli kalıyordu. Belki de başlıklar sadece başlangıçtaki cesareti simgeliyordu; sonra gerisi, parçada ortaya çıkıyordu.
Sonuç: Parçada Başlık Nedir?
Şimdi, o soruyu tekrar soruyorum: Parçada başlık nedir? Aslında, başlık her zaman bir başlangıçtır. Ama gerçekte, başlıklar parçada kaybolan anlamların, duyguların yansımasıdır. Kayseri’nin soğuk sokaklarından birinde, bir banka oturmuşken fark ettiğim şey, başlıkların bazen sadece bir isim, bazen de bir umudu taşıdığıydı. Her şeyin başı, bazen sadece bir kelimeyle ifade edilse de, en derin anlamlar, o kelimenin arkasındaki duygularda gizlidir.