Hangi Harfler Peltek Okunur? Bir Dilin Ardında Gizli Bir Hikaye
Bazen, en küçük bir şey, seni bir anda geçmişe götürebilir. Belki de en ufak bir kelime, bir harf, yıllardır kalbinde taşıdığın bir yarayı yeniden açar. İşte bugün, tam da böyle bir anı anlatacağım sana. Hani, bazen kelimeler boğazına düğümlenir ya, bir türlü dışarı çıkmazlar, işte tam öyle bir an. Her şeyin başladığı o gün… Hangi harfler peltek okunur? Belki bu sorunun cevabı bu kadar önemli olamazdı, ama senin için ne kadar anlamlı oldu bir bilsen…
Hayatın İlk Peltek Anı
Bunu ilk kez hatırlıyorum, ilkokulda bir dil bilgisi dersindeydim. Öğretmenimiz tahtada büyük harfleri yazıyordu ve bir anda sormaya başladı: “Hangi harfler peltek okunur?” Hepimiz kafa kafaya vermiştik, biraz heyecan, biraz merak, biraz da bu sorunun ne kadar basit olabileceği düşüncesiyle. Ama hiç beklemediğim bir şey oldu. Sınıfın en sakin, en neşeli çocuğu, Ahmet, elini kaldırdı ve “S” dedi. Herkes bir anda ona döndü. O an gözlerindeki o masumiyetle “S”yi söylemesi, o kadar içten ve saf bir şekilde oldu ki, herkesin içine sinmişti. Ama bir tek ben, kalbim biraz daha hızlı çarpmaya başlamıştım.
Öğretmenimiz, gayet sakin bir şekilde, “Hayır Ahmet, ‘S’ harfi peltek okunmaz” dedi. Ama o an, nedense, tüm sınıfın gözüne battı. Ahmet’in gözleri parıldadı ama bir anda o parıltı kayboldu. Gerçekten de peltek okunan harfler arasında s yoktu. Ama o an o kadar küçük bir şey, o kadar derin bir etki bıraktı ki…
Gerçekten de peltek okunması gereken harfler “S” değil, “Z” ve “C”ydi. Ama Ahmet’in bu basit hatayı yapması, gözlerimin önünden hiç gitmedi. O kadar masum bir anıydı ki… Ahmet o gün, peltek okunan harfleri bilmediği için bir bakıma başarısız olmuştu, ama bana göre o, hayatta belki de en önemli dersini o an aldı: Kelimeler bazen insanın içini o kadar karıştırır ki, neyin doğru neyin yanlış olduğunu unuturuz.
Harflerin Arkasında Yatan Acı
Zaman geçti, ama “Hangi harfler peltek okunur?” sorusu bir şekilde hafızamda hep yer etti. Bir gün, yıllar sonra, bir arkadaşım, işte o çok samimi anlarda, aslında bunu konuşmak üzereydi. “Bazen peltek okunan harfler de var mı?” dedi. İçimde bir his belirdi; evet, belki de hâlâ “peltek” kalmıştı bazı harfler hayatımda.
Bir gün, bir kitap okurken, gözlerim daldı bir harfe. “Z”. Bunu okurken, o kadar derin bir şekilde düşündüm ki, gerçekten de bazı harfler, sanki hayatımıza dair daha derin anlamlar taşır gibi geliyor. Belki de her harf, hayatımızda önemli bir şeyin simgesidir. “S” harfi, belki de zaman zaman zorlukları ve engelleri anlatıyordur. Ama “Z”… Z harfi, gerçekten de bazı şeylerin sonu değil midir? Sanki, her şey bitmiş gibi…
Zaman geçtikçe, öğrendim ki, dil bir insanın kimliğini yansıtır. Ve peltek okunan harfler, hayatımızın en derinlerinde hep izler bırakır. Bazen küçücük bir hatayı bile, kendimizi yanlış tanıyormuşuz gibi hissederiz. O gün Ahmet’in yaşadığı hayal kırıklığı, belki de bizim hiç fark etmediğimiz bir yerde devam ediyordu. Hep bir eksiklik duygusu… “Yanlış bir şey yaptım” hissi, o küçük hatalardan büyüyüp içinde karamsarlık doğurur. Ahmet’in küçük hatası belki de daha büyük bir sorunun simgesiydi: Hayatın en derin anlarında bile, bazen insanlar peltek okur. Bazen doğruyu söylemek, en zorlayıcı şey olabilir.
Sonraki Yıllarda Peltek Harfler
Geriye dönüp baktığımda, yıllar sonra, Ahmet’in okulda yaptığı bu küçük yanlış, beni çok derinden etkilemişti. Çünkü bu basit bir harf hatası değil, aslında bir insanın içsel çatışmalarının ve zayıf anlarının bir yansımasıydı. İnsan, bazı kelimeler ya da harflerle, aslında kendi içindeki boşlukları doldurmaya çalışıyordu. Belki de biz hep doğru okumaya, doğru konuşmaya, her şeyin doğru olmasına çalıştıkça, dilin en basit hataları bile bazen içsel bir çöküşe yol açıyordu.
Yıllar sonra, bir gün bir arkadaşım bana, “Bazen, insanın kendisini bile doğru anlaması o kadar zor ki, dilin nasıl doğru kullanılacağını kimse öğrenemez,” demişti. Bunu söylediği an, her şey yerine oturdu. Hangi harflerin peltek okunduğu, aslında sadece dilin bir özelliği değildi. O harflerin peltek okunması, belki de hayatımızdaki en derin duyguların yansımasıydı. “S” harfi mi? “S” bazen, içimizdeki en büyük korkuların adıydı. Ama “Z”… “Z” hep sonu çağrıştırıyordu, ya da bir şeyin bitişi.
Bunu fark ettiğimde, hayatın içindeki hataların aslında ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlamıştım. Hatalar, belki de en değerli öğretmenlerimizdi. Tıpkı Ahmet’in o okulda yaptığı o küçük hata gibi… Hayatındaki tüm peltek harfler, aslında seni bir adım daha ileri götürüyordu.
Sonuç: Bazen Harfler Peltek Okunur, Ama Hayat Devam Eder
Hangi harfler peltek okunur? Belki de bu soru, hayatın küçük hataları ve yanlış anlaşılmalarıyla ilgilidir. Bazen, dilin doğruluğu kadar, içimizdeki duyguların da doğru ifade edilmesi gerektiğini anlamalıyız. Dilin, bizleri tanımlayan bir araç olduğunu bilerek, her hatadan bir şeyler öğrenmeliyiz. Sonuçta, dildeki pelteklikler, bizim içsel dünya ve insanlarla kurduğumuz bağların bir yansımasıdır.
Ahmet’in o okulda yaptığı hata, belki de benim hayatımda öğrendiğim en önemli derslerden biriydi: Bazen doğru konuşamazsın, bazen dilin seni yaralar, ama hayat devam eder.