Kartop Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Kartop. Sözlüklerde genellikle “karın içinde yuvarlanarak yapılan küçük kar topu” olarak tanımlanır. Ancak, bu basit tanımın ötesinde, kartopunun anlamı, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi derin dinamiklerle şekillenebilir. Bugün, kartopunun sadece fiziksel bir nesne olmaktan çıkıp, toplumsal yapılarımıza ve bireysel kimliklerimize nasıl etki ettiğini tartışmak istiyorum. Hep birlikte, kadın ve erkek bakış açılarıyla bu kavramın toplumsal anlamını keşfedecek ve sizin düşüncelerinizi merakla dinleyeceğiz. Kartopunun şekli, büyüklüğü ve ortaya çıkışı, aslında bir metafor gibi düşünülebilir. Her birey birer kartopudur ve toplumsal yapıdaki çeşitlilikle birleşerek büyür. Ancak bu büyüme, sadece…
7 YorumEtiket: bir
Şaşılık Egzersizle Düzelir Mi? Pedagojik Bir Bakış Açısıyla Öğrenme ve Gelişim Öğrenme süreci, bireyin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu süreç, insanın sadece zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel gelişimini de kapsar. Her yeni bilgi, deneyim ve beceri, kişinin dünyaya bakışını değiştirebilir. Bir eğitimci olarak, öğrencilerime sadece bilgiyi aktarmakla kalmam, aynı zamanda onların bedenlerinin ve zihninin nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olmak da benim sorumluluğumdur. Bugün, “Şaşılık egzersizle düzelir mi?” sorusuna, eğitim ve pedagojik bir bakış açısıyla yaklaşacağız. Şaşılık, görsel algılama yeteneğiyle ilgili bir sorun olup, doğru egzersizler ve terapilerle düzelip düzelmeyeceğini tartışacağız. Bu yazı, göz sağlığı ve eğitim arasındaki…
6 YorumYelkenli Tekne Batar mı? – Kültürlerin Denizinde Bir Antropolojik Yolculuk Bir antropolog olarak her kültürde aynı soruyla karşılaşırım: İnsan neden denize açılır? Belki macera için, belki ticaret, belki de bir anlam arayışı… Ama her yolculuğun gizli bir sorusu vardır: Yelkenli tekne batar mı? Bu soru yalnızca fiziksel bir endişe değildir; o, insanın doğaya, kadere ve bilinmeyene karşı duyduğu saygının kültürel bir yankısıdır. Deniz, yüzyıllardır hem korkulan hem kutsanan bir varlıktır — ve yelkenli, insanın bu kadim varlıkla kurduğu en eski diyalog biçimlerinden biridir. Denizin Ritüelleri: Batmamak İçin Dua Etmek Birçok kültürde denize açılmak bir geçiş ritüelidir. Antropoloji, bu tür ritüelleri…
6 YorumOrmanların Gümbürtüsü Kim Söylüyor? Kültürler ve Kimlikler Üzerinden Bir Antropolojik Bakış Antropologlar, dünyayı daha derinlemesine anlamaya çalışırken, her kültürün kendine özgü ritüelleri, semboller ve toplumsal yapıları hakkında bilgi edinmek bir nevi büyülü bir keşif gibidir. İnsanlık tarihindeki en ilginç unsurlardan biri, doğal dünyanın insan ruhu üzerindeki etkisidir. Ormanlar, dağlar, denizler… Bunlar sadece fiziksel çevremiz değil, aynı zamanda kimliğimizi şekillendiren, topluluklarımızın varlıklarını ve kültürlerini anlamamıza yardımcı olan birer semboldür. Peki, “Ormanların Gümbürtüsü” kim söylüyor? Bu soruya kulak vererek, kültürler ve topluluk yapıları üzerine daha derin bir keşfe çıkalım. Ormanlar: Doğanın Ritüel ve Sembolizm Dünyası Ormanların gümbürtüsü dediğimizde, bu ses yalnızca doğal…
8 YorumNeden Gök Gürlüyor? İnsan Zihninin Fırtınalarla Kurduğu Psikolojik Bağ Bir psikolog olarak gök gürlediğinde insanların yüzlerindeki ifadeyi izlemek her zaman ilgimi çekmiştir. Kimi çocuklar kulaklarını kapatır, kimileri merakla pencereden dışarı bakar, kimileri ise bu sesi huzur verici bulur. Oysa gök gürültüsü, sadece doğanın fiziksel bir tepkisi değildir; insan zihninin bilinçaltındaki yankıların bir dışavurumudur. Gök gürlerken aslında sadece atmosfer değil, insanın iç dünyası da konuşur. Peki, neden gök gürlüyor sorusuna psikolojik açıdan nasıl bakabiliriz? Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Belirsizliğe Verilen Tepki Bilişsel psikoloji açısından gök gürültüsü, insan beyninin ani, öngörülemeyen seslere verdiği tepkiyle ilgilidir. Beyin, yüksek desibelli sesleri tehlike sinyali olarak algılar.…
6 YorumMistisizm Diğer Adı Nedir? Tarihsel Bir Analiz Bir tarihçi olarak, insanlık tarihine dair en ilginç şeylerden biri, insanların evrensel sorulara verdiği farklı yanıtlar ve bu yanıtların zamanla nasıl şekillendiğidir. Geçmişin izlerini sürerken, insanın anlam arayışı ve ruhsal derinliklere yaptığı yolculuğu nasıl farklı kültürler ve çağlar aracılığıyla ifade ettiğini gözlemlemek beni her zaman büyülemiştir. Mistisizm, hem tarihin hem de bireysel arayışların derinliklerine inmeyi vaat eden bir kavram olarak karşımıza çıkar. Ancak, bu kavram sadece bir düşünsel akım değil, aynı zamanda insan ruhunun anlam arayışının bir yansımasıdır. Peki, mistisizm denildiğinde başka hangi terimler aklımıza gelir? Gelin, tarihsel süreçler, kırılma noktaları ve toplumsal…
8 YorumKenger Ne Anlama Gelir? Eğitim Perspektifinden Bir İnceleme Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Samimi Girişi Öğrenmek, insanın hayatındaki en güçlü dönüştürücü süreçlerden biridir. Bu süreç, yalnızca bilgi edinmeyi değil, aynı zamanda dünya görüşümüzü, değerlerimizi ve sosyal bağlarımızı şekillendirmeyi de içerir. Eğitim, bu dönüşümün en önemli aracıdır. Öğrencilerin dünyayı daha iyi anlamalarını sağlarken, aynı zamanda onların kişisel ve toplumsal gelişimlerine de katkı sunar. Bugün, “kenger” kelimesinin ne anlama geldiğine bakarken, aslında bir kelimenin ve onun etrafındaki anlamın eğitimle nasıl bağlantı kurabileceğini de keşfedeceğiz. Kelimenin ve anlamının üzerinde düşünmek, öğrencilere yalnızca kelimeleri değil, onların etkileşimde olduğu dünyayı daha iyi kavrama fırsatı sunar.…
8 YorumIşitsel Çağrışım Nedir? Sesin Felsefi Yankısı Üzerine Bir Düşünce Denemesi Bir filozofun kulağı, sessizliğin içinde bile yankı arar. Çünkü ses, yalnızca işitilen bir titreşim değil; anlamın, varlığın ve bilincin titreşimidir. İnsan, dünyayı yalnızca görerek değil, duyarak da kavrar. İşte bu duyma eylemi, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda felsefi bir deneyimdir. Bu bağlamda işitsel çağrışım, bir sesin zihinde uyandırdığı duygu, düşünce veya imajın bütünüdür. Fakat bu basit tanımın ötesinde, etik, epistemolojik ve ontolojik düzeyde derin bir anlam taşır: Ses bizi kim yapar, neyi bilmemizi sağlar ve hangi gerçekliği kurar? Epistemoloji Perspektifinden: Duyulanın Bilgisi Epistemoloji, bilginin doğasını sorgular: “Ne biliyoruz?” ve “Nasıl…
8 YorumGözü Kaymak Ne Demek? Psikolojik Bir Analiz Bir psikolog olarak insan davranışlarını incelerken en sık karşılaştığım şey, kelimelerin arkasına gizlenen duygulardır. “Gözü kaymak” ifadesi, gündelik dilde basit bir merak ya da ilgisizlik gibi görünse de, aslında çok daha derin bir psikolojik dinamiğe işaret eder. Çünkü insan gözü, yalnızca dış dünyayı değil, iç dünyasını da yansıtır. Peki, “gözü kaymak” ne anlama gelir? Bu ifadeyi bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden ele alarak inceleyelim. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Dikkatin Kaçakları Gözü kaymak, bilişsel düzeyde dikkatin bir uyarıcıdan diğerine istemsiz kayması anlamına gelir. Beyin, sürekli olarak çevreden gelen bilgi akışını filtreler. Ancak bazı uyarıcılar…
4 YorumGRI Açılımı Nedir? Edebiyatın Aynasında Sürdürülebilirliğin Dili Bir edebiyatçının dünyasında her harf, her kısaltma bir hikâyeye dönüşür. GRI — üç basit harf, ama içinde çağımızın en derin anlatılarından birini saklıyor. Kelimenin gücü bazen bir romanın son cümlesinde, bazen bir kurum raporunun başlığında gizlidir. Edebiyatın dünyasıyla bürokrasinin dili arasında görünmez bir köprü kuran GRI, yani Global Reporting Initiative, sürdürülebilirlik denen modern anlatının en edebi simgelerinden biridir. Kısaltmaların Anlamı: Bir Modern Çağ Alegorisi Bir zamanlar Homeros destanlarıyla başlayan insanın hikâye anlatma tutkusu, bugün kurumların, markaların, hatta devletlerin kendi etik anlatılarını yazdığı sürdürülebilirlik raporlarına evrildi. GRI’nin açılımı olan Global Reporting Initiative (Küresel Raporlama…
8 Yorum